27 Mart 2015 Cuma

Kitap Yorumu; Akıl ve Tutku - Jane Austen

Arka Kapak Yazısı
Gerçek mutluluk sadece akıl ve tutku arasındaki hassas dengenin kurulmasıyla mümkündür.

Olimpos yayınları Jane Austen'in muhtesem yapıtı Akıl ve Tutkuyu tam metin çevirisiyle okurlarına sunuyor...

Akıl Ve Tutku yazdığı ilk roman olmasa da Jane Austen'in yayımladığı ilk eseriydi. Austen romanın ismini orijinalinde Elinor ve Marianne olarak belirlemişti ve mektuplardan oluşur şekilde kaleme almıştı. Yazar daha sonra hem eserin ismini hem de tarzını değiştirdi fakat ana temayı korudu: Gerçek mutluluk sadece akıl ve tutku arasındaki hassas dengenin kurulmasıyla mümkündür.

1775 yılında bir din adamı olan George Austen ve eşi Cassandranın yedinci çocuğu olarak dünyaya gelen Jane Austen eğitiminin büyük bir kısmını evde tamamladı. Mutlu bir çocukluk geçirdi. Ablası Cassandra ile de ayrılmaz bir ikili oluşturuyordu. Yaşamı boyunca romanlarında karakterize ettiği orta sınıfı, seçkin tabakayı ve aynı zamanda aristokrat kesimi de inceleme fırsatını buldu. 1817de 42 yaşındayken yakalandığı hastalık nedeniyle yaşamı son bulan Jane Austen kısacık hayatına büyük başarılar sığdırdı. Austen, keskin zekâsını ve ince mizah anlayışını yansıtan güçlü kalemiyle İngiliz Edebiyatının en önemli yazarlarındandır.

Jane Austen, Akıl Ve Tutkuda iki kız kardeşin hikâyesini anlatıyor: Elinor ve Marianne Dashwood. Elinor sağduyusuyla hareket eden, gerçekçi bir yapıya sahipken Marianne ise aşırı duygusal ve uslanmaz bir romantik. Bu nedenle Marianne ablası Elinorla flört eden Edwardsı bir hayli ruhsuz bulmakta. Ölçülerine uyan Willoughby ile tanıştığında Mariannein ayakları tutkuyla yerden kesilir ve skandallara yol açabilecek kadar duyarsız davranmaya başlar. Bunu takip eden eş bulma oyunları çarpıcı sırlara, beklenmedik gelişmelere ve acı ihanetlere sahne olur. 

Birbirine tamamen zıt karakterdeki bu iki kız kardeşin özel hayatlarında karşılaştıkları talihsizlikler ve bunlardan aldıkları dersler romanın kalbini oluştururken yazar, 19. Yüzyılın başlarındaki İngiliz toplumunun değer ve ön yargılarını da ustalıkla irdeliyor.

Akıl ve Tutku Jane Austen'in basılan ilk kitabı. Benim de okuduğum 3. kitabı. Özellikle Aşk ve Gurur favorim diyordum ama galiba Akıl ve Tutku'yu Aşk ve Gurur'dan daha çok sevdim. Yine de ikisi de o kadar güzel ki bu konuda tam bir karar veremiyorum :)
Jane Austen'in güçlü ve akıllı kadın karakterlerine bayılıyorum. Bu kitapta da kızkardeşler Elinor ve Marianne üzerinden aşk, aile ve akrabalık ilişkileri ve dönemin seçkin tabakası ile ilgili ayrıntıları derin bir gözlem ve analiz ile anlatıyor. Hafif kitaplara alıştıktan sonra dili biraz ağır gelse de kesinlikle mükemmel bir tarzı var. Karakterlerinin üzerinden dönemle ilgili yaptığı ironiye, nüktedanlığına bayılıyorum.
Romanın ana karakterleri iki kız kardeş Elinor ve Marianne Dashwood'dur.  Babaları ölünce mirasını üvey abilerine bırakır ve abiden kardeşlerine gerekli yardımı yapacağına dair söz alır. Abi sözü verse de eşinin de aklına girmesi ile çok cüzi bir miktar para vermenin yeterli olacağını düşünüyor. Ev de abiye kaldığı için yeni bir ev arayışına giriliyor ve uzak bir akraba sayesinde uzakta küçük bir eve taşınmak zorunda kalıyorlar. Alıştıkları varlıklı hayat ve çevreden uzaklaşsalar da burada yeni tanıştıkları insanlar ile yeni bir çevreye giriyorlar. 
Kardeşlerden Elinor kitabın akıl tarafı, mantıklı, sağduyulu. Marianne ise tutku tarafı, uçarı, duygusal. İki kardeş de sevdikleri erkek tarafından ihanete uğruyor ve Elinor gerçekçi yapısı ile bunu sessiz bir şekilde karşıyor. Kardeşi ise ayılıp bayılıp yataklara düşüyor.
Dediğim gibi ben bu kitabı çok sevdim. Son yıllarda sinema haricinde film izlemeyi sevmediğim için bir sürü filmi kaçırmıştım. Bu kitabın da bir filmi olduğunu geç keşfettim. En kısa zamanda onu da izlemek istiyorum.

7 Mart 2015 Cumartesi

Sonunda Revlon Watsons'da!

Watsons'un ''Watsons'a Ne Gelecek?'' sorusu ile yeni gelecek bir markayı duyurduğundan beri aklım hep Revlon'daydı. Yeni gelecek marka ile ilgili lansman daveti alınca aklımda Revlon geliyor nidaları ile Rumeli Şubesi'ne gittim. Tabi gidene kadar gelecek markayı bilmiyorduk, Revlon çıkmasaydı çok üzülürdüm onu da belirteyim. 
Sosyal medyada bu soruya verilen cevaplardan sanırım çoğunluğu Revlon'du. Yani benim gibi bir çok kişi sevindi. 

Revlon 83 yıllık dünyaca ünlü bir marka. Özellikle rujları ve fondötenleri ile ünlü.Standdan gördüğüm kadarı ile bütün ürünler Türkiye'ye gelmemiş. Umarım bütün ürünler Türkiye'ye gelir.
Revlon'un en çok satan, en bilinen ürünlerinden Colorbust Kalem Rujlar. Daha önce kalem rujlarından kullandığım için mutlaka alınması gerekenlerden olduğunu söyleyebilirim. Kalem rujlar 2 çeşit yani Mat ve Parlak olarak standda mevcuttu. Ayrıca yine çok sorulan merak edilen rujlardan Colorstay Lip Butterlar da standda mevcuttu. 
Lansmana birlikte katıldığımız Makyaj Blogum ile poz vermeyi de ihmal etmedik :)  
Standın etrafı o kadar kalabalıktı ki geniş açı ile hiç fotoğraf çekemedim :) 
Benim Revlon seçimlerim de bunlar oldu. Daha önce fondöten ve pudrasını denediğim ve elimde hala bu ürünler mevcut olduğu için almadım ama özellikle fondötenler -rujlardan sonra- Revlon'dan ilk alınacaklar denenecekler arasında bence. Colorbust Kalem Rujlar alışveriş listemdeydi zaten, seçimlerim Striking ve Elusive renkleri oldu. Sultry rengini de çok beğendim ama stokda kalmayınca ilk gördüğüm yerde alınacaklar listeme eklendi. Keçe uçlu eyeliner kalemi de alıp almamakta kararsız kalıp attım sepete ama umarım güzel çıkar. Oje olarak ise Girly ve Chameleon renklerini aldım. Bir de Oje Kurutucusunu aldım. Normalde geçen senelerde fazla kapatıcı kullanmazdım ama bu sene hem kendimi alıştırdım, hem de uykusuzluk nedeni ile göz altlarım koyulaştı. Bu yüzden kapatıcılarını denemek istedim. Colorstay Consealer ile Photoready Eye Primer + Brightener'ı seçtim. Özellikle Photoready Eye Primer + Brightener'ı çok merak ediyorum. 
Bunlar da daha önce kullandığım Revlon ürünleri. Aslında elimde tekli farları, allığı ve Photoready Maskara'da var. Maskarayı henüz kullanmadım ama görselde görmüş ürünler ve daha fazlasını blogumda yazmıştım. Okuma isterseniz buradan
Revlon'un seneler sonra yeniden Türkiye'ye dönmesine çok sevindim. Watsons'a bizleri Revlon'la buluşturduğu ve bu güzel davetleri için çok teşekkür ederim.