22 Ekim 2014 Çarşamba

Mekan Önerisi; Pendik Marin Türk AVM #1

Bugün farklı bir mekan önerisi ile karşınızdayım. İlk kez bir AVM yazısı yazıyorum. Aslında uzun zamandır aklımda benzer bir şeyler yazmak var. Şöyle Sevda ile Geziyorum  başlıklı, bir semte, bir AVMye yolculuklar yapabiliriz yakında. Bunun için öncelikle üşenmemem gerekiyor tabi. Güel fikirlerim var ama ya vaktim olmuyor ya da vaktim olduğunda enerjim. Bu AVM'ye de tasarladığım yazı için tekrar gelebilirim.
Sabah 6 civarı kardeşimi Sabiha Gökçen Havaalanına bıraktıktan sonra Pendik'e geçmeye karar vermiştik. Her sabah yürüyüş yapan Annem sabah yürüyüşünü Pendik sahilde yaptı ben de biraz yürüdükten sonra bir bankta sabahın tüm güzelliklerinin keyfini çıkarıp deniz manzarası eşliğinde kitap okudum öncelikle. Karnımız acıkmaya başlayınca da Marin Türk AVM'ye geçmeye karar verdik.
AVM dediğime bakmayın, cafe / restaurant ağırlıklı açık hava alışveriş merkezi. Denize sıfır ve marinası var. Bu yüzden bir AVMde değil de sanki Bodrum'da Marmaris'te gibi hissediyor insan kendini burada. 
Küçük, derli toplu bir AVM burası. İstanbul'da en sevdiğim yerlerden. Tatile gibi hissediyorum burada kendimi. Bu arada saat 7,30 daha ve günlerden cumartesi :) 

Kahvaltı yapabileceğimiz bir yer ararken çok merak ettiğim Cold Stone'u görüyorum. AVMlerde mağazalar 10:00'da açılıyor malum. İnşallah açılışa kadar burada olur ve deneyebilirim diye düşünüyorum. 
İçerisinde çok şık, çok güzel cafeler var.  
Üst katta açık bir yer bulamayınca aşağı iniyoruz ve Simit Sarayı'nın açık olduğunu görüyoruz. Aslında burada oturduktan sonra farkediyoruz ki yan tarafta Değirmen var ve orada açık. Farketseydim kesin oraya giderdik. Neyse artık :) 
Bu arada ben gelmeyeli epey zaman olmuş, o zamanlar aşağıdaki cafeler yoktu. Görünce çok şaşırdım denize sıfır bir Simit Sarayı var burada. Hava da manzara da harika. Hafta sonu erken kalkanlara tavsiye ederim. 
Abimin işi de tekneler olduğu için tekneler ve yatlara ayrı bir düşkünlüğüm var. Şu yandaki alıp gidesim geldi mesela. Nasıl yakışmış mı? :) 

Kahvaltımız bitince AVM'de geziye çıkıyoruz. Daha mağazalar açılmadı ama saat henüz 9 civarı :) Güne erken başlamak çok güzel bir duygu. 
İçerisinde ilgimi çekenler Watsons, Mudo ve Tanca mağazaları oluyor.
Annem biraz dolaşmaya çıktı etrafta, ben de Caribou Coffee'yi açık görünce kahve içmeye karar verdim. Aslında bu oyalanmalar, beklemeler hep Cold Stone yüzünden :) Saat daha 10:00 olması bu arada. 
Kahvemi içip, sakinliğin, sessizliğin tadını çıkararak kitabımı okuyorum burada. 
Hayat sana güzel be minnoş :) 
Ve müjde, saat öğlene yaklaştı Cold Stone çoktan açıldı. Gitmeden önce dondurmalarımızı seçiyoruz, kafamız karışık ne seçsek bilemiyoruz. 

Tam ne olduğunu hatırlayamasam da soldaki (Annemin ki) karamelli benim ki de çok sevdiğim After Eight'e istinaden naneli-çikolatalı. Güzel ama beklediğim daha damak çatlatan bir dondurma idi, maalesef hayal kırıklığına uğradım.
Ve sabah 7:00 civarı giriş yaptığımız bu minik AVMden 14:00 civarı bol kalori alarak evimize dönüyoruz.
Yeni turlarda görüşmek üzere! 

7 Ekim 2014 Salı

Mekan Önerisi;Şekerpınar'da Bir Vaha ''La Terra''

Yaklaşık 1 yıldır Mekanist üyesiyim. Mekanist'te düzenli yorum yapıp belirli bir puanın üstüne çıktığınızda Gezgin ve Guru üye oluyorsunuz. Gezgin ve Gurular için ise Mekanist'in etkinlikleri oluyor. Ben de Guru olduğum için sürekli etkinlikler için davet alıyordum ama bir türlü yer ve zaman olarak uyuşamadığımız için katılamıyordum. 
Instagram'da Mekanist'in La Terra'nın fotoğraflarını paylaştığını görmüş, çok beğenmiştim. Hatta web sitesini incelemiş, nasıl gidilir diye araştırmıştım ki 2-3 gün sonra bu güzel mekan için etkinlik daveti aldım. Ve tabii ki çok sevinerek kabul ettim.
Bizim gittiğimizde Haziran sonu gibiydi, ancak paylaşabiliyorum. Şekerpınar taraflarını hiç bilmiyordum, biraz google haritalar, biraz bilen birilerinin yol tarifi, biraz da benzin istasyonlarında sorarak La Terra'yı buldum. Ancak o civarları bilenleriniz varsa anlar, bahçeli, yemyeşil bir yer arıyorsunuz ve çevrenizde sadece fabrikalar var. O yüzden kesin yanlış gidiyorum diye düşünürken ile birden önüme çıktı La Terra.
La Terra'dan sadece küçük bir bölüm. Daha sonra bir şey yapıldı mı bu bölümde bilmiyorum ama yerlerde minderler v.s. olsaydı çok güzel olurdu diye düşünmüştüm. Tabi biizm ilk gittiğimizde bu bölüm boş olsa da öğlene doğru çimenlere yayılmaya başlamıştık. 
La Terra'nın web sitesi maalesef berbat. Bu yüzden oradan da faydalanmak istedim bir şeyler anlatmak için ama yok. Facebooktan baktığımda serpme kahvaltı v.s. gibi bilgiler gördüm. Bizim gittiğimizde açık büfe kahvaltı vardı. Kirazlar, naneler bahçeden toplanmıştı.  
Sanırım pazar brunch (açık büfe kahvaltı) diğer günler serpme kahvaltı var.
Meyve ağaçlarının içerisinde kocaman bir bahçe. Ağaçlarda bir sürü meyve var ve meyveleri toplayıp yemek serbest.  


Kapıdan içeri girdiğinizde karşılaştığınız manzara bu. Neden bir vaha dediğimi anlamışsınızdır.  

Pazar günleri canlı müzikte var bu arada.  
Bu fotoğrafı da facebook sayfalarından aldım. La Terra'da kış.


Bunlar da yine facebook sayfasından aldığım görseller. Yani anlayacağınız La Terra her mevsim güzel :)
Web sitesi çalışmadığı için menü ile ilgili bilgiler tam veremiyorum ama geniş bir menüsü var Facebook görsellerinden anladığım kadarı ile. Pizza, pide, et yemekleri, balık, makarna, salatalar ve tatlılar. En yakın zamanda canım Esroş'umla gidip yemek yemek istiyorum burada.
Çoluk çocuk gidelim uzun uzun vakit geçirelim derseniz adresi ve telefonu; 
Şekerpınar Mah. Fevzi Çakmak Cad. No:94 Çayırova
Gebze, Kocaeli
(0262) 658 0833