14 Şubat 2013 Perşembe

Revlon Matte Allık/002

Revlon Matte Allık kardeşimin yazın İngiltere'den gönderdiği hediyelerdendi. Rengi çok güzel olduğundan hemen denemek istedim. (Ben normalde alıp stoklamayı tercih ederim de, hemen kullanmam, öyle de çılgın özelliklerim vardır :D)
Revlon maalesef çok eskiden Türkiye'de bulunan bir marka idi, daha sonra Türkiye pazarından çekildiler. Neden olduğunu hala anlayamadım. Özellikle Boyner'den bu markadan çok alışveriş yapmıştım, ürünleri bitse de verdikleri promosyon makyaj çantaları, aynalar ve tırnak makası v.b. gibi şeyler hala duruyor. 
Revlon Matte / 002 allık pembe-şeftali arası bir tonda. Işıltı-sim içermiyor. Fakat sürdüğüm zaman sağlıklı bir canlılık, parlaklık, enerji katıyor yüzüme. Eğer dozunu ayarlayıp, doğru bir şekilde uygularsam utanmış gibi görünen yanaklarım oluyor :) Çok doğal bir görünüm veriyor. Kullanırken toz toz olmuyor. Solgun yüzüme verdiği canlılığı çok seviyorum.
4-5 saate kadar dayanıyor, hatta daha bile fazla. Yine de çalışanlar veya dışarıda gün boyu kalacaklar için 1 kere tazelemek gerekebilir. 
Bu allığın makeupalley puanı 4,2. Ödüllü bir ürün olduğu söyleniyor. (Bir kaç yabancı blogda okudum ama ne ödülü almış bilemedim :P ) 
Son zamanlardaki favorilerimden, sürekli bu allığa gidiyor elim. İngiltere Boots'ta 8 pounda satılıyor, 3 al 2 öde gibi bir kampanyadan alındı.
Sevgiler ♥♥♥

13 Şubat 2013 Çarşamba

Gliss Oil Nutritive Sıvı Saç Kremi

Kolay Kırılan Uzun Saçlar İçin
Argan ve Shea yağı içeren bakım formülü saçınızı yeniden yapılandırarak hem kırılmaya hem de saç uçlarındaki çatallaşma oluşumuna karşı korur.
  • Anında etki ile kolay tarama ve saç kırılmasında azalma sağlar
  • Saç uçlarındaki çatallaşmayı 90’a kadar azaltır
  • Saç yüzeyini besler ve pürüzsüzleştirir
  • Saçınıza kökten uca kadar yumuşaklık ve parlaklık verir

Bu tarz ürünler kullanmaya mavi sular ile başladım. Gliss'i kardeşim kullanıyordu, 8-10 şişe bitirmiştir şimdiye kadar. O çok memnun olunca ben de denemek istedim. Bu da benim 2. şişem. Tabi ben biraz geç keşfettim sanırım, benden başka kullanmayan kalmış mıydı ki?!
Islak veya kuru saça uygulanabileceği yazıyor, durulanmıyor. Kuru saça hiç kullanmadım. Banyodan çıktıktan sonra ıslak saçlarıma sadece saç uçlarına gelecek şekilde sıkıyorum, dolaşmaya müsait saçlarımı kolaycacık açıveriyor. Son zamanlarda kullandığım saç kremleri ile pek anlaşamasakta bu fıs-fıslı kremi sıkınca hem kolay tarama sağlıyor, hem de saçım kuruduktan sonra daha canlı, daha parlak görünüyor. Bir de belki sevmeyenler vardır ama bana göre çok hoş bir kokusu var ki, bayılıyorum. Saçlarım misler gibi kokuyor :)
Bu saç kremim bitmek üzere, Gliss'in diğer sıvı saç kremlerini denemek istiyorum bundan sonra.
Sevgiler ♥♥♥

10 Şubat 2013 Pazar

Palmer's Cocoa Butter Vücut Losyonu

Palmer's Kakao Yağı içerikli, kuru cildi onarıcı
Vücut Losyonu
Kuru ciltler için vitamin E ile zenginleştirilmiş 
İçeriği sayesinde cildi yumuşatır,yatıştırır nemlendirir. Ciltteki yara ve sivilce izlerinin  iyileşmesine yardımcı olur.Güneş sonrası kullanılabilen mükemmel bir nemlendirici yağdır.Hamile bayanlar için hamilelik sırasında ve sonrasında da tavsiye edilir.Genç bir görünüm  ve yumuşak bir cilde sahip olmak için gün boyunca kullanılır.
100% saf kakao yağı, E vitamini, Shea yağı, ve özel doğal karışımlar içerir.
Dermatolojik olarak test edilmiştir.
Hayvanlar üzerinde test edilmemiştir.
Palmer's Cocoa Butter Losyon seneler önce yurtdışından hediye olarak gelmişti. Ara tara Türkiye'de bulamayınca, devamı olamayacağını anlayıp gıdım gıdım kullanmıştım :)
Daha sonra Vanilya Club kutusundan yukarıda gördüğünüz minik boy çıkınca o kadar sevinmiştim ki. 
Bu losyonun en belirgin özelliği kokusu, mis gibi bir kakao kokusu. Fakat aslında daha da önemlisi aşırı kuruluklar, yaralar hatta sivilceler için tedavi edici özelliğinin olması. Yaralar ve sivilceler konusunda bir şey söyleyemem ama kuru ciltler konusunda çok iyi olduğunu söyleyebilirim. (Cildim kuru değil, fakat bu konu da hiç bir losyonu, kremi beğenmeyen annemin ve kardeşimin görüşlerini referans olarak alıyorum. Özellikle annemin vücut kremi bitirmeve değiştirme, deneme hızı inanılmaz) Gerçi ben de kuruyan dirseklerim için kullanıyorum ve sonuçtan memnunum.
En son kardeşimle gittiğimiz Gratis turumuzda raflarda görünce şaşırdım, daha önce farketmemiştim. Gerçi bu aldığımız özellikle çatlaklarla ilgili olan, sıkılaştırıcı özellikte olanı. Kardeşimin söylediğine göre, İngiltere'de çok kuru cildi olanların sürekli kullandığı, çok popüler bir kremmiş. Ve fiyat olarak İngiltere fiyatından pekte farklı olmadığını söyleyince gönül rahatlığı ile attık sepetimize.
Losyon 315ml. ve 20TL civarına (21 ya da 22TL) alınmıştır. 
Sevgiler ♥♥♥

5 Ocak 2013 Cumartesi

Elca'dan Estee Lauder Alışverişi

Belki sizin haberiniz vardır, ben yeni öğrendim. Estee Lauder Company'nin (Elca) merkezi Ümraniye / Çakmak'ta Casper Plaza'da imiş. Evime oldukça yakın bir noktada yani. 
Sanırım Aralık ayının 11'inde idi, bir mail aldım. Casper Plaza'da 1 günlük indirim olacakmış. Bazı ürünlerde %60'a varan indirim varmış.
Ben biraz geç gittiğim için pek bir şey kalmamıştı. Aslında çok fazla birşey de almak istemiyordum zaten. Yine de indirimli fiyatlara dayanamadım ve bunları aldım.
Sumptuous Mascara ---> Normal Satış Fiyatı : 75TL civarı ---> Elca fiyatı: 45TL
Double Wear Fondöten ---> Normal Satış Fiyatı: 119TL civarı
---> Elca Fiyatı: 72TL
Benim Estee Lauder Casper Plaza indirimi ile ilgili ilk mailimdi, daha önce Clinique ve Mac indirimlerinde bu maili alanlar olmuş, onlar bana ulaşmadı. Gördüğünüz gibi fiyatlar süper, diğer markalarda indirim olduğunda da mail gelirse daha da süper olurdu. 
Sevgiler ♥♥♥

23 Aralık 2012 Pazar

Kahperengi / Hande Altaylı

Arka Kapak
Romanları yayımlandığında en çok satanlar listesinden aylarca inmeyen Hande Altaylı'dan yaşamın içinden, samimi ve sarsıcı yeni bir roman.
O sabah yatakta gözlerini açtığında ise kendini iyi hissetmiyordu. Bir gece önce Fırat'ı görmek dengesini altüst etmişti. Geçmişin asla sandığımız kadar uzakta kalmadığı gerçeğiyle yüzleşmek, yeteri kadar uzağa gidemediği kaygısını doğuruyordu. Yoksa yıllar geçtikçe güçleneceğine, zayıflıyor muydu insan? Olgunlaşacağına koflaşıyor, dayanıklılığını yitiriyor muydu? Öğreneceğine unutuyor, bildiklerinden şüpheye mi düşüyordu? Geride bıraktığı onca şeyden ve onca yıldan sonra böyle yaprak gibi titremek, kendini başa dönmüş gibi hissetmesine yol açıyordu. Yürümüş, yürümüş ama hiçbir yere gidememişti. Belki de dünyanın yuvarlak olması, daima başladığın yere, yani kendine döneceğin anlamına geliyordu.
Küçük bir Anadolu kasabasından İstanbul'un ışıklı gecelerine uzanan bir yolculuğun hikâyesi. Sevginin değil, mecburiyetin birlikte tuttuğu bir ailede büyüyen Narin ilk kez âşık olduğunda yolların nihayet daha büyük yollara bağlandığını, o büyük yolların da başka şehirlere, ülkelere kavuştuğunu anlar. Ve biri gittiğinde arkasında bir yol bıraktığını. Ama o yolların nefrete, ihanete de açıldığını anlaması için aradan yılların geçmesi, dostlukların sınanması, kaybedilenlerin bulunması gerekecektir. 
Aşka Şeytan Karışır ve Maraz adlı romanları yayımlandığı yıllarda en çok satanlar listesinden aylarca inmeyen Hande Altaylı'dan yaşamın içinden, samimi ve sarsıcı yeni bir roman.
Hande Altaylı'nın diğer 2 kitabını okumuşken ve çok beğenmişken Kahperengi'yi okumamak olmazdı. Bugünden geçmişe dönerken soru işaretleri, merak, sonra ne olacak duygusu sarıyor ama ince bir kitap ve ben sevdiğim kitaplar çabuk bitsin istemediğimden yavaş yavaş okuyacağım dedim. Ama olmadı... Olayların nasıl gelişeceğini o kadar merak ettim ki, dayanamadım gece 3'e kadar oturdum. Tadı damağımda kaldı ve bitti.
Narin'in bu kadar da olmaz denilen hayatı (ama neler neler oluyor bu hayatta işte), Fırat'la yeniden kesişen hayatı, bu hayatta iyi şeylerde oluyor dedirten arkadaşı Deniz'le okumaya doyamadığım, bitirdiğimde büyük bir boşluk hissedip şimdi ne okuyacağım dedirten bir roman.
Fazla detay vermek istemiyorum ama Narin'in yaşadığı bütün olumsuzluklara rağmen arkadaşı Deniz sayesinde yaşama tutunması ve belki hayal edeceğinden bile çok iyi noktalara gelmesine mutlu olsam da bir bar hikayesi var, yumrukların falan havada uçuştuğu, söylenmemiş gerçeklerin açığa çıktığı v.s. Narin'le birlikte canım yandı sanki orada. Ama sonrası tam bir bombaydı, sürprizdi ve ben sürprizli sonları severim :)
O zaman yeni yıl dileğim; 
Narin'in ki gibi ne kadar olumsuz şeyler yaşarsak yaşayalım 90 derece değiştirebileceğimiz, şansımızın döneceği, sonunda herşeyin yoluna gireceği bir hayatımız olsun. Narin'in -azıcık dengesiz de olsa- Fırat ile yeniden karşılaşıp aşkı bulması gibi gibi, biz de hayatımızın aşkını bulalım. (Bekarlara ve sevgilisi olmayanlara tabi bu dilek :]) Ve herkesin hayatında bir Deniz olsun, mutlaka olsun. Düştüğümüzde kaldırsın, gülünç durumda düştüysek toparlasın.... 
Mutlu Yıllar